Son Paylaşılanlar

Overlord IV - Bölüm 1.1.1


Bölüm 1: Yola Çıkış


       Azellisian Sıradağları, Baharuth İmparatorluğu ve Re-Esrize Krallığı arasında yer alıyordu.Güney yamaçlarına ise Büyük Tob Ormanı denilen ormanlık alan hakimdi. Kuzey tarafında ise büyük bir göl bulunmaktaydı. 

       Gölün 20 kilometrekareden büyüktü. Şekil olarak ters çevrilmiş bir sukabağına benzediği için Alt Göl ve Üst Göl olarak bölünmüştü. Üst Göl çok derin olduğu için daha büyük yaratıklara ev sahipliği yapıyordu. Alt Göl'de ise daha küçük yaratıklar barınıyordu.

       Alt Göl'ün sol kenarı ise bataklıklarla kaplıydı ve bu bataklık bölgede sayısız yapı bulunmaktaydı. Buradaki bataklıkta bulunan evlerin her birisi içinse 10 tane destek sütunu yapılmıştı. İşte bu ayaklı evlerden birisinin kapısı ise kavurucu güneş altında kalmış herkes için kapısını ardına kadar açmış bulunmaktaydı.




ÇN: Ayaklı ev deyince akılda görüntü canlanması adına fotoğraf:









Peki ya bu evin sahibi kim dersiniz?
Kertenkeleadam denilen yarıinsan ırkına münhasır birisi.

       Kertenkeleadamları tasvir etmek gerekirse insan ve sürüngen arası bir vücuda sahiptiler. Detaylı biçimde konuşmak istersek insanlar gibi el ve ayakları olduğunu söyleyebiliriz ama sahip oldukları baş şekli itibariyle hiçbir insana benzemezler.

       Goblinler ve de Ogreler de dahil olmak üzere yarıinsanlar teknolojik olarak geride kalmış da olsalar vahşi hayatı bıraktılar. Ne var ki kurdukları mevcut düzeni henüz pek de ilerleme kaydedebilmiş değildi.

       Yetişkin erkek Kertenkele adamların boyu 190 cm civarındaydı ve 100 kilodan daha ağırdılar. Bu ağırlık ise yağdan kaynaklanmıyordu. Kastan kaynaklıyordu. Bu durum ise etkileyici ve heybetli bir görüntü oluşmasına sebep oluyordu.

       Sürüngen kuyrukları dengeyi sağlamada bir araç olarak kullanıldığı için belden çıkmaktadır. Ayakları ise su ve bataklıkta rahat edebilmeyi sağlamak için perdelidir. Bu durum kara ortamına adapte olmayı zorlaştırsa da şu anki durumları için hiç de sorun teşkil etmiyordu. Vücutları ise renkleri yeşil, gri, siyah ve arasındaki her tonda değişen pullarla kaplıydı. Kertenkele derisine nazaran daha çok timsah derisini andıran bu deri, düşük işçilikli insan zırhlarından daha çok işe yarıyordu.

       İnsanlar gibi 5 parmakları bulunuyorken her parmağın ucunda orta uzunlukta pençevari tırnaklar bulunuyordu.

       Maden arama ya da arıtma imkanları olmadığından ise kullandıkları silahlar fazlasıyla ilkeldi. Genelde kullandıkları silahlar hayvanlarından pençelerinden yaptıkları mızraklar veya kafataslarını kullandıkları sopalardı.



       Kör edici güneş, masmavi gökyüzünde yükselirken bu sonsuz maviliği bozan yegane şeyler 3-5 buluttan başka bir şey değildi. Hava öylesine güzeldi ki uzak yerler bile çok rahat bir şekilde görülüyordu.